Yukarıdaki soru, tıpkı şirketinizin performansını ölçmek için sorulan “çalışanlarınızın yüzde kaçı kadın, erkek, mühendis, üniversite mezunu vb.” soruları gibi listeye girmek üzere…
Bilmem farkında mısınız? Fiziksel, insana benzeyen robotların etrafımızı sarıp, pek çok işi insanlardan daha iyi yapar hale gelmesinden önce Sanal Robot-Çalışanlar / Cyber Robot-Workers hızla aramıza sızıyorlar…
Bunların temelinde “bot” teknolojisi yatıyor. Biliyorsunuz, daha önce yazmıştım, bot’lar aslında reel dünyadaki robotların davranışlarını sergileyemeyen, fiziksel herhangi bir varlığı olmayan internette arama motorlarıyla, veri depolarıyla, server’larla, platformlarla, akıllı nesnelerle, diğer yapay zekâ uygulamaları ve gerçek robotlarla; kısacası veri kümeleri ile ileri seviyede iletişim ve etkileşim içinde olabilen her “şeyle” çalışan sanal robotlar ya da ajan yazılımlar. Yapay zekâ, blockchain uygulamalarının en hızlı yaygınlaşacak, en önemli kullanım alanlarından biri. Şimdi bunların iş dünyasının çeşitli alanlarında, süreçlerinde efektif olarak kullanılmaya başlanılanlarına, yani sanal robotlara da kısaca “Cyber Robot Workers – Sanal Robot Çalışanlar” deniyor.
Geçenlerde Teknoparkta Yapay Zekâ projeleri geliştiren WINWAI adlı start-up’da sigorta sektörü için yapılmış bir “Sanal Robot Çalışan” demosu izledim. WOW dedim!
Sigorta şirketinin sistemine gerçek bir çalışan gibi tanımlanan Yapay Zekâ temelli “Cyber Robot Worker”, ilk adımdan sonuncuya kadar gelen müracaatları karşıladı, yanıtladı, sorular sordu, onaylar aldı ve poliçeyi kesip, para tahsil etti, sigortalıya poliçesini yolladı. Tam karar veremediğinde üst merci’ye “şurasını anlamadım, eksik vb.” diye maille yolladı cv. Yani insan bir çalışan bu işlemler sırasında neler yapıyorsa aynılarını şaşırtıcı biçimde yaptı!..
Tüm bunlar sadece birkaç dakika sürdü ve benim yaptığım tek şey, ekrana hayretle bakmak oldu. Çünkü adeta bilgisayarın içine hayalet kaçmış gibi, ekranda bir insanın yapması gereken tüm cursor hareketleri, click’ler vb. kendi kendine oldu, bitti.
Aynen, görünmez biri bilgisayarda çalışıyor gibiydi ve hiç kimse elini sürmüyordu. Poliçe kesmesi bitince, Sonrasında tahsilat verimliliği için en önce aranması gerekenleri sıraladı, call center’a listeleri mail attı, gelen yanıtları gözden geçirip, amirlerine yolladı vbJ
Sizin anlayacağınız, arı gibi sessiz, sakin çalıştı durdu. Hiç mızırdanmadı, hata yapmadı, yorulmadı, sıkılmadı… En heyecanlandığım şey ise uygulamada izlediklerimin %100 Türk mühendislerinin klavyelerinden, beyinlerinden çıkmış olması idi…
İşin temelinde, klavye mouse ve göz marifetiyle yapılan yoğun operasyonel işlemlerin bir insanı taklit edecek şekilde “gör-karar ver-aksiyon al” şeklinde, “görüntü işleme/sınıflandırma, anomali tespiti ve pekiştirmeli öğrenme” algoritmalarının sanal robotlara aktarılması yatıyor.
Zaten Yapay Zekâ, herhangi bir canlı organizmadan yararlanmaksızın, yapay araçlar ile oluşturulan, insan davranış ve hareketlerini kopyalayabilen, öngörülerde bulunabilen sistemlerin, makinelerin geliştirilmesi teknolojisine verilen genel ad.
Operasyonel ve analitik programlamalar, RPA (Robotics Process Automation / Sanal Robot Uygulamaları), NSS (Neuro science solutions / Nöral Çözümler) ilk etapta yoğunlaşılacak alanlar gibi duruyor.
En kaba tahminlere göre dahi, Yapay Zekâ, önümüzdeki 5 yıl içerisinde, iş dünyasının içine iyice nüfuz edecek. Rekabet karşısında ayakta kalabilmek için maliyeti düşürmek, aracıları ortadan kaldırmak, hataları, verimsizliği azaltmak, hızlanmak için Yapay Zekâ kullanamayanlar oyun dışı kalacak.
Kuşkusuz bu gelişmeler iş dünyasının daha az insan, daha çok sanal ve/veya gerçek robot, Yapay Zekâ, Blockchain, Kripto Para kullanmasına yol açacak. 10 yıl içinde ise iş dünyası ve doğal olarak sosyal hayatın tüm katmanları inanılmaz ölçüde dönüşüm geçirmiş olacak.
Ve pek tabii ki halledilmesi gereken yepyeni sorunlarımızla beraber…
Dinlediğim bir teknoloji, sosyoloji uzmanı diyordu ki “teknolojinin insanları işsiz bırakacağından korkmamıza gerek yok, çünkü bizler mutlaka henüz hiçbir robotun, Yapay Zekânın vb. çözemeyeceği, çözemediği sorunlar, problemler yaratmayı mutlaka başaracağız”.
Örneğin ilk etapta bütün bu çılgın yeniliklere dair “etik, ahlak, hukuk, ticaret, ekoloji” kurallarını, standartlarını, alt yapılarını oluşturmamız gerekecek ve daha başlamadık bile…
Hala yapacak çokk işimiz var!..
******************
Bu yazı Platin Dergisi için yazılmıştır. @PLATINDERGI Orijinal yazıyı okumak için aşağıdaki kupüre tıklayınız;
******************
Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz; lütfen > burayı tıklayınız
Hizmetlerimiz & Eğitim & Seminerlerimiz I M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini Twitter, Instagram ve Facebook dan takip edebilirsiniz.