Gelecekten neden korkuyoruz, bu korkuyu nasıl aşarız?



Geleceğini yapılandırmayı, daha iyi bir geleceği olmasını isteyenler her şeyden önce sıkı bir “gelecek farkındalığı” geliştirmek zorunda.

“Nasıl?” diyecek olursanız yanıt basit; Benim de aralarında olduğum Fütüristleri yani gelecekçileri izleyin, dinleyin, okuyun. Harıl harıl “Gelecek nasıl gelecek? Neler, ne zaman, nasıl, nerede, neden öyle olacak, olmalı?” türündeki sorulara yanıt bulmaya, bunları bilgi olarak paylaşmaya gayret ediyorlar. Birey ve toplumların geleceğe hazırlanmalarına epey katkıları oluyor.
 
Artık gelecekle ilişkilerimiz eskisi gibi değil. Ona daha aşina bir hale geldik. Çünkü gelecek hakkında, çoğu yabancı dilde oldukça fazla sayıda değerli kaynak bulunabiliyor. Tabii ki ilk önereceklerimin başında şu anda okumakta olduğunuz “Fütürist Magazin” köşe yazılarım , T-İnsan kitabım ve 2006’dan bu yana yazdığım, videolar yüklediğim  www.ufuktarhan.com bloğum var. Aslında hepsi de insanların geleceğe hazırlanmasına, bunun için de en önce “gelecek korkusunu aşma konusunda” yardımcı olmaya çalışıyorlar.
 
Ancak bütün bu “gelecek bilgisi üretme, geleceği bilinir kılma” çabalarına ve gelecek eskisine göre çok daha bilinir hale gelmesine rağmen, insanların en büyük korkularından biri hala ve daima “gelecek korkusu”
 
Gelecekten korkuyoruz çünkü…
 
Genel olarak “korku” aslında her insanda, hepimizde farklı düzeylerde bulunan, farklı şeylere ve durumlara karşı harekete geçen, aşırı olmadığı hallerde koruyucu, geliştirici bir duygu. Korku; bizi uyaran, tehlikelere karşı koruyan, önlem almamızı, tehlikelerden kurtulmamızı, yaşamamızı,  gelişmemizi sağlayan, bir nevi emniyet supabı. Özetle; makul seviyede olması koşuluyla gayet sağlıklı, doğal, mecburi bir duygu.
 
Korku olmasa sıcağı algılayamaz yanarız, dalgayı ciddiye almaz boğuluruz, gözü kapalı ilerler uçuruma düşeriz, vb. Kısacası merak etmez, önlemler geliştiremez sakatlanırız, ölürüz, yok oluruz ve gelişemeyiz.  O halde gelecekten korkmak, eğer sağlıklı dozlar aşılmıyorsa geleceğe hazırlanmak için hiç de fena bir şey değil, hatta yararlı ve gerekli...
 
Çünkü bu korku geleceğe karşı önlem alma, değişim, dönüşüm ve yeniliklere doğru hazırlık yapma olanağı veriyor, daha doğrusu zorluyor, insanı tetikliyor... Örneğin işimizi kaybetme korkusu yetkinliklerimizi geliştirmemize, sağlığımızı yitirme korkusu yeni teknolojik çözümlere, bulaşıcı hastalıktan ölme korkusu aşıların bulunmasına,  rekabet korkusu daima daha verimli üretim yollarını aramamıza, yalnız kalma korkusu sosyal medyayı kullanmamıza neden oluyor… Bunun gibi milyonlarca örnek verebiliriz.
 
Gelecek bizi yarınlara ulaştıran bir taşıyıcı yol
 
“Gelecek” dediğimiz şey, bizi dünden alıp bugünden geçirip yarınlara taşıyan, başlangıcı ve bitişi henüz belli olmayan bir yol. Epey zorlu, engebeli, virajlarla, çözülmesi gereken bilinmezlerle ve yeniliklerle dolu.  Gelecek korkusu da bizi bu yolu aşmak için harekete geçiriyor, hatta zorluyor. Bu sayede en karamsarlarımız da dâhil olmak üzere hepimiz, bir şekilde o gelecek yolunun nurlu ufuklara çıkmasını umuyoruz, öyle olsun istiyoruz, bunun için çabalıyoruz.

Her duyguda olduğu gibi, gelecek korkusunun da azı ya da çoğu ve özellikle ayarsızı zararlı...
 
Onun için korku duygumuzda bir denge ve ayar tutturup işi tedavi gerektirecek anksiyete seviyelerine vardırmadan gelecek için önlemler almak, hazırlık yapmamız gerekiyor;
 

Korkuya teslim olanlara değil, cesurlara #GelecekGüzelGelecek


Bu yazı Posta Gazetesi için yazılmıştır.  Yazının linki buradadır.

Orijinal yazıyı büyüterek okumak için aşağıdaki kupüre tıklayınız.

******************

Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedIn, Instagram, Facebook, YouTube, Twitter 'dan takip edebilirsiniz.