Gençlerin geleceği kesintisiz öğrenmede! Fütürist Ufuk Tarhan Cumhuriyet Gazetesi'nin sorularını yanıtladı...
10575 görüntüleme

Gençlerin geleceği kesintisiz öğrenmede! Fütürist Ufuk Tarhan Cumhuriyet Gazetesi'nin sorularını yanıtladı...​



Figen Atalay'ın, Cumhuriyet Gazetesi için Fütürist Ufuk Tarhan'la yaptığı söyleşinin tam metni aşağıdadır; 

Bir genç mesleğine nasıl karar vermeli? Bu konuda ana-babalara düşen sorumluluklar nelerdir? Doğru meslek secimi için okullarda nasıl bir yönlendirme olmalı? (lise çağında staj? vb.) 


Gençler mesleklerine, daha doğrusu gelecekte yapacakları, kendilerini adayacakları işlerine ya da başka bir deyişle hizmet alanlarınayetenek ve yetkinliklerine” göre karar vermeliler. Ebeveynler, büyükler de onlara bu konuda rehberlik etmeli, yardımcı olmalılar.

Her şeyden önce gelecekte başarılı, mutlu olmak isteyen herkesin “meslek” takıntısı ya da fetişine artık son vermesi gerekiyor. Çünkü “meslek” odaklı kişisel ve kurumsal yapılanma sanayi devrimi ile sonrasındaki bilgi/bilgisayar/bilişim çağının idari sorunlarını çözmüş olabilir, ancak bundan sonrası için faydası yok.
 
O yüzden insanların kendilerini ve gençleri mesleğe değil; “becerilerine, sevdikleri hizmet alanlarına, kişisel kabiliyetlerine, kendilerini sürekli geliştirmeye, hayat amaçlarına göre kesintisiz araştırmaya, öğrenmeye” yönlendirmesi gerekiyor. Bunun için de öncelikle kendilerini tanımaları; sevdiklerinin, en çok yapmak istediklerinin, çözmekten hoşlandıkları sorunların farkında olmaları gelecekteki başarıları için en önemli belirleyici. 
 
Artık beyin araştırmaları, genetik yapının her gün daha fazla çözülmesi, sosyal deneyler çok net bilgiler verebiliyor ve anlaşılıyor ki insanlar yeteneklerinin yüksek olduğu şeyleri yapmayı seviyorlar ve bu konularda daha başarılı dolayısı ile mutlu oluyorlar.
 
Eğer bir şeyi yapmayı daima çok seviyorsak, kendimizi o yaptığımız, olduğumuz şeyin içinde mutlu, doygun hissediyorsak, yani insanlar o yaptığımız işten, verdiğimiz hizmetten, sunduğumuz üründen, olduğumuz durumdan vb. mutlu oluyor, yararlanıyorlarsa; demek ki o alanda yeteneklerimiz daha yüksek!.. O şeyi yapmayı ondan o kadar çok seviyoruz…
 
Bu yüzdendir ki bir takım alanlarda üstün başarı göstermiş herkes ama herkes ilk şunu söyler; “Neyi seviyorsanız, mutlaka onu yapın, çünkü ancak çok severseniz, zorluklarına katlanabilirsiniz! Sevmeden yapılacak şey değil!”.  Ezbere dinlediğimiz, öylesine veriliyor sandığımız bu tavsiyeler aslında olayın özünü izah ediyormuş da farkında değilmişiz. Meğer insanlar teknik olarak, genetik formülleri gereği ancak yeteneklerinin yüksek olduğu işleri severler, o işlere eğilim gösterirler ve yıllar içinde üzerine çok ve disiplinli çalışarak yetkinlik eklerlerse; o alanda başarılı olurlarmış!..
 
Olay bu kadar basit bir denklem üzerine kurulu iken, buna değil de “daha çok para kazandıracak, rahat ettirecek vb. mesleklere” eğitimle, testlerle, sınavlarla zorlanan, sevmediği işler yapmaya; sırf para kazanma olasılığı yüksek diye zorlanan nesiller de ancak bu kadar bir dünya yaratabildiler işte! Ekolojik, ekonomik, sosyolojik açıdan “sürdürülemez, huzursuz, psikopat, sosyopat bir dünya!”.
 
Fakat hala vaktimiz var. Hala “sürdürülebilir bir gelecek için” çok şey yapabiliriz.  Eğer bu temel gerçek konusunda kendimizin ve çocuklarımızın farkındalıklarını arttırırsak…
 
Özetle anne-babalar ve büyükler olarak en büyük sorumluluğumuz;
 
Bugüne kadar dayatılan, ezberletilen ve doğru diye belletilen, sürdürülemez çerçevenin dışına çıkmamızdır. Bunu önce kendimizin, büyüklerimizin yapmasıdır. Önce kendimizi, sonra onları bu konuda bilinçlendirmektir. Şablonik düşünceden kurtulup, geleceğin, insanlığın gerçek ihtiyaçlarına odaklanmak ve orada hangi sorunları çözmeye adanabileceğimizi bulmaktır.
 
Gelecekte başarının formülü çok para kazanmak ya da çok güçlü olmak değil artık. Çok daha yalın, özlü bir tarifi var;
 
Geleceğin başarı tarifi;

“Sırf sen varsın diye bir başkasının mutlu olma hali”.  Kendin dâhil olmak üzere ne kadar çok insanı mutlu edebiliyorsan, o yaptığın işte olduğun durumda, her nerede, ne yapıyorsan, o rolde o kadar çok “başarılısın” demektir.
 
Eğer çocuklarımızı bu temel felsefe, bu başarı tarifi ile yönlendiremezsek “meslek, ona hazırlanmak için, hangi bölüm/ staj vb.” sorular ne onları, ne de bizi iyi bir yere götürür! Götürmüyor zaten!.. 

Geleceğin meslekleri neler olacak? 5–10 yıl sonrasının popüler mesleklerini sıralayabilir misiniz?
 
Yukarıdaki yanıtımdan gerekçesi anlaşılacağı üzere, artık geleceğin popüler olacak mesleklerinden bahsetmek çok anlamlı değil. Meslek tahminleri yapmaya çalışmak yerine,
5-10 yıl içinde hangi alanların daha çok gelişeceğine, dönüşeceğine ve gelişirken, dönüşürken ne gibi sorunlar oluşacağına, nerelerde ihtiyaçların yükseleceğine ve onları çözmek için hangi becerilere, yetkinliklere sahip olmak gerekeceğine odaklanmak önemli ve kritik!
 
Bu şekilde bakarsak geleceğin başarılı insanları aşağıdaki alanlarda sorun çözenler, ihtiyaç giderenlerden çıkacak. Bu alanlarda henüz bilmediğimiz binlerce yeni iş, eskinin deyimi ile meslek ortaya çıkacak. Bunlardan hangileri ile hangi sorunu çözmeye adanabileceğini bulan ve o doğrultuda, disiplinle, çok çalışanlar başarılı olacak;
  1. Nano Teknoloji
  2. Genetik, Biyo Teknoloji
  3. Dijitalleşme ile ilgili her konu
  4. Clout Computing (Bulut Bilişimi)
  5. IoT (Internet of Things – Nesnelerin/Şeylerin İnterneti)
  6. Data Analizi
  7. Mobil Teknolojiler
  8. Big Data (Büyük Veri)
  9. Robot Teknolojiler
  10. Yenilenebilir Enerji
  11. Yapay Zeka (Artificial Intelligence / AI – YZ)
  12. Giyilebilir Teknolojiler (Wearable Technologies)
  13. M2M/V2V (Machine to Machine / Vehicle to Vehicle – Makinadan Makinaya, Araçtan Araca) Teknolojiler
  14. Arttırılmış gerçeklik (Augmented reality)
  15. Hologram Teknolojiler
  16. Üç Boyutlu Baskı ve Çizim Teknolojileri (3D Print and Drawing Technologies)
  17. QR Coding (Quick Response – Çabuk yanıt Kod),
  18. Lokasyon Bazlı ve Özelleştirilmiş Mobil Uygulamalar (Location Based & Customized Apps)
  19. Uzay Teknolojileri
Gençlerin mesleklerinde ve hayatlarında başarılı ve mutlu olabilmeleri için hangi beceriler önemli olacak? Bu becerilere nasıl sahip olacaklar?
  1. Olumlu düşünmek, iyi beslenmek, ruhuna ve bedenine iyi davranmak, mutlu olmak
  2. Fütürist, gelecekçi bakış açısı
  3. İleri teknoloji bilgisi ve kullanımı
  4. Meraklı ve algoritmik düşünebilmek
  5. Kurgu yapabilen tasarımcı kafa yapısı geliştirmek ve küratör olmak
  6. Temel STEAM/BTMSM eğitimi almış olmak (Science, Technology, Engineering, Aer, Math / Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Sanat, Matematik)  
  7. Bilgisayar Programcılığı, Mühendisliği, Developer’lık, yani kodlama yapabilmek
  8. Grafik, Görsel, Dijital Tasarımcılık
  9. Ses, müzik tasarımcıları daha doğrusu her kategoride “Tasarımcılık,
  10. Toparlayıcılık/Aggregator’lık” 
  11. Hibridleşmek
  12. Yaratıcı, inovatif olmak
  13. Analog, dijital iletişimde ustalık
  14. Duyarlılık
  15. Disiplin
  16. Çok, çok, çok çalışmak
Bu becerilere demeyelim de daha kabiliyetli ve zaten sahip oldukları becerilerini kullanarak yetkinliklerini tabii ki odaklı ve çok disiplinli, kesintisiz biçimde “araştırarak, öğrenerek, çalışarak sahip olacaklar.
 
Otodidakt* metot ile sahip öğrenecekler (* self learning, self thinking / kendi kendine düşünme, öğrenme). Ve bunu da okul ortamı, online okullar, kurslar dersler, seminerler, internet, online çalışma ortamları vb. her türlü kanaldan, sürekli, ömür boyu yapacaklar.
 
Geleceğin Mesleklerine örnekler:
 
1.     Hafıza Onarım ve Arttırma Uzmanı
2.     Nano-Medikalci
3.     Organ İmalatçısı / Tasarımcısı
4.     Siber Polis, Siber Terör Uzmanı
5.     Dikey Çiftçi (Dikey, gökdelen çiftlikler için)
6.     Dijital Çöpçü, Dijital Çöp Değerlendirme ve Geri Dönüşüm Uzmanı, Veri temizleyiciliği
7.     İklim Kontrolörü ve Düzenleyicisi
8.     Avatar Yöneticisi veya Hologram İlişkileri Koordinatörü
9.     Hafıza Temizleme/Yenileme/Yükleme/Filtreleme Uzmanı
10.  Zaman Planlamacısı, Simsarı, Komisyoncusu (Broker)
11.  Kişisel Marka Tasarımcısı ve Danışmanı 
12.  Çocuk ve EQ-IQ Tasarımcısı
13.  Duygu Tasarımcısı
14.  Salgın Hastalık Güvenlikçisi
15.  Robot tamircileri, Robot İşçi Ajansı
16.  İnternet Pazarlama Uzmanları
17.  İş Terapistleri
18.  Sürdürülebilir İş Modeli Uzmanları
19.  Etki ve Mahremiyet Koruyucuları
20.  Sağlık Karantinacıları
21.  Biyoloji ve Gen Uzmanları
22.  Simülasyon, oyun uzmanları
23.  Holografikerler
24.  Yaşam Koçları - Gurular
25.  Rüya Gerçekleştiriciler
26.  Tasarım Guruları
27.  Enerji ve Kaynak Müfettişleri
28.  Ekomanüpülatif Çiftçiler ve Balıkçılar
29.  Taşeron- Fason Yöneticiliği
30.  Değişim Yöneticiliği
31.  Yönetici Menajerliği
32.  Hot-Line İşletmeciliği
33.  Akıllı tedarik yöneticiliği
34.  Sanal Market işletmeciliği
35.  Robotik Sorunlar Avukatlığı
36.  Yapay Zeka Pazarlamacılığı
37.  5 duyu Reklam Tasarımcılığı
38.  Soru Tasarımcılığı
39.  Duygu Tasarımcılığı
40.  Gen Terapistliği
41.  Genetik Ekonomi
42.  Bilgi Madenciliği
43.  Alternatif Besin Müh.
44.  Franken Food Denetçiliği ( Genetiği ile oynanmış ürünlerin sağlığa zarar vermemesi için oluşacak denetim mekanizmaları ve
       bunları uygulayanlara denecek)
45.  Siber Teknoloji Mühendisi
 
Yaklaşık 2 milyon genç üniversiteli olmak için yarışacak, muhtemelen büyük bolumu mutsuz olacak! Mutlu olmak için ne yapmalılar?   

1. Yukarıda anlattıklarımı anlamalılar ve içselleştirmeliler.
 
2. Mutluluk ve mutsuzluk yani iyi ya da kötü hissetme hali duygusal, değişken bir durumdur.  Duygular çeşitli hormonların karışımlarının sonucu ortaya çıkan kimyasal, fiziksel reaksiyonlardır. Hormonlar bünyemize giren her türlü şeyden etkilenirler. Yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz, duyduğumuz, dokunduğumuz her şey hormonları etkileyen girdilerdir. Duygu durumu yani mutluluk, mutsuzluk bunların çıktısıdır.

3. Olaya pratik bakmak gerekirse; mutluluk “hormonal bir çıktıdır, sonuçtur” dememiz lazım. O halde bu sonucun oluşmasına sebep olan faktörleri kontrol edebilenler, yaratabilenler akıllı ve iyi insan olmayı becerenler mutlu olacaklar.
 
4. O yüzden mutluluk ile ilgili konuşurken, düşünürken olayı şu anda insanların kafasına kazınmış, gelecek için anlamsız yarışlarla, ezber ve şablonlarla ilintilendirmekten, o seviyelere indirgemekten vaz geçmeliyiz.
 
5. Bir de biz büyükler olarak sanki çocuklarımızın mutluluğu, mutsuzluğu bizden bağımsız, kendi kendilerine olabilirmiş gibi sorular sormayı çareler aramayı bırakmalıyız. Çocuklar için sorduğumuz her soruyu önce kendimiz için sorup yanıtlamalıyız. Unutmayalım çocuklar ve onların duygu durumları “büyüklerin çıktıları” aslında! Çocuklar değil, önce bizler mutlu olmak için gereğini yapmalıyız! Ne ekersek o! Hiç kaçmayalım bu çıplak gerçekten… Ve mutluluğu okula, mesleğe vb. bağlamayalım. Kendimizi hayat amacımıza göre geliştirmeye, mutlu olmaya adayalım. O zaman her şey çok ama çok farklı görünecek gözümüze… Bu boyuta geçmeden yapılan her şey anlamsız! Patinaj!
 
Genel olarak okul nasıl seçilmeli? (ilk, orta, lise, üniversite)  

Yazdıklarımı tekrar etmeyeyim. Neresi olabiliyorsa oraya gitsinler, şu anda fark etmez diyeceğim. Çünkü henüz hiçbir okul geleceğe insan hazırlayacak düzeyde değil.
 
Okul, meslek seçimi bugünün çocukları büyüdüğünde bugünkü öneminde olmayacak. Giderek önemini iyice yitirecek. Çünkü kendini, ne yapmak istediğini bildikten sonra insana “her yer okul, her şey öğrenme kanalı” olacak. İnsanlar bilgiye, öğrenme, beceri, yetkinlik geliştirme olanaklarına her an, her yerden ulaşabilecekler. Dolayısı ile esas mesele insanların kendilerini çözmeleri. Kendilerine, beyinlerine hakim olmaları. Kendilerini yönetebilmeleri. O yüzden nereye girerlerse girsin her çocuk “hayat amacının belirleyiciliğini” çözmüş, çalışkan, akıllı, iyi bir ebeveyn rehberliğinde geleceğe gayet iyi hazırlık yapabilir.

Olay okuldan önce ailede, yakın çevrede başlıyor ve bitiyor. Bunlara, büyüklere odaklanılması lazım. Saçma sapan ve gelişmemiş bilgi ve beyin yapısındaki yetişkin öğretmen ya da ebeveynlerin olduğu okulların hiçbir yararı yok, olamaz. Eğer öyle olmasa idi bunca “iyi seçilmiş” okula gidip heba olan hayat olmazdı. Artık ters yüz ederek, baş aşağı tutarak bakmamız lazım olaylara…

Geleceğin okulları nasıl olacak? Öğrenme yöntemleri nasıl olacak? 
 
Robot, sanal ve gerçek insan öğretmenlerin olduğu, öğrenmekten çok, otodidakt metotla öğrendiklerini kullanarak proje çalışması yapılan, insan insana iletişim kurulan, etkileşim yapılan buluşma noktaları olacak. 
 
Diplomalar önemini yitirecek. Uzmanlık göstergesi olan dijital rozetler önem kazanacak.
 
Sınıflarda farklı yaşlardan insanlar, çoluk çocuk hep bir arada, ileri teknoloji ve bol miktarda ekranla donanmış; kâğıdın, kalemin hiç olmadığı ve dünyanın hatta uzayın her noktasına bağlanılabilen merkezlere dönüşecek.  
 
Okullar kamuya açık, gönüllü pek çok uzmanın, bilim insanının ders, seminer verdiği, toplantılar yaptığı açık öğrenme, araştırma, deneme, uygulama, proje merkezlerine dönüşecekler. Herkesin, her yaşta hem öğreten hem öğrenen olduğu farklı ortamlar haline gelecekler.

Geleceğin öğretmenleri hangi becerilere sahip olmalı? 


Yukarıda yazdıklarıma herkesten daha fazlasına sahip olmalılar. Öğretmen unvanı almak kimseyi daha farklı bir noktaya koymuyor artık. Herkes aynı anda hem, hep öğrenci ve öğretmen. Kimse “ben oldum” diyemeyecek bundan böyle. Bu kategorik ve mesleki ayırımları giderek anlamsızlaşacak. İyi ve akıllı her insan, her şeyi yapabilir hale gelecek. İnsanlık “insan” olmayı öğrenecek ve öğretecek artık. Buna ihtiyacımız var ve buna odaklanacağız.

Cumhuriyet Gazetesi, haber linki 

Büyüterek okumak için kupürlere tıklayın
   

******************

Daha iyi bir gelecek için hizmetlerimiz hakkında bilgilenmek, 
Seminer-Workshop-Moderasyon-İçerik-Etkinlik Kurgusu vb. talepleri için görüşmek, 
Özel-özgün çalışmalarla işinize, hayatınıza dair iyileştirmeler yapmak üzere
 Antrenörlük almak 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;

Başvuru ve sorularınız için lütfen > burayı tıklayınız

Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)

Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  Twitter ve Facebook dan takip edebilirsiniz.

0 Yorum

Bir Cevap Yazın