Teknoloji Dünyası AdSense ve Google Analytics'in Mucidi, YouTube Creator (YouTuber'lık) Ekosisteminin Kurucusu Susan Woccicki kaybetti:(
Bu fotoğraf çok ünlü, hatta epik. Çünkü Susan Wojcicki'i, Eylül 1998'de Google'ın ilk ofisi olan, Silikon Vadisi - Menlo Park 232 Santa Margarita adresindeki meşhur garajın önünde gösteriyor.
Wojcicki, o zamanlar daha öğrenciyken garajın ait olduğu evi satın almış ancak ödemelerde zorlanmış. Mortgage taksitlerine katkı olsun diye evin garajını öğrencilere kiralamaya karar vermiş. Kapısını Google'ı kurmakta olan iki öğrenci; Sergey Brin ve Larry Page çalmış, anlaşmışlar. Hatta 1999'da Susan Wojcicki de Google'da 16. eleman, Pazarlama Müdürü olarak onlarla çalışmaya başlamış, zaman içinde YouTube'un CEO'luğuna kadar yükselmiş. Sonrasını zaten biliyorsunuz. Bu başlangıç ilerleyen zamanlarda tüm taraflar için büyük başarı hikayesine dönüşmüş.
19 Yaşındaki oğlu Marco da Şubat 2024'te vefat etmiş...
Maalesef 9 Ağustos 2024 tarihinde YouTuber olan, YouTube'dan ve Google Pazarlamadan ekmek yiyen herkesin yolunu açan, onlara yeni iş olanakları sağlayan, teknoloji dünyasının hiç tartışmasız en başarılı kadınlarından aynı zamanda kadınlar lehine cinsiyet eşitliği savunucularından biri olan Susan Wojcicki 56 yaşında kansere yenik düştü.
Wojcicki'nin 5 çocuğu oldu. Aile Şubat 2024'te de 19 yaşındaki oğulları Marco Troper'ı UC Berkeley'deki yurt odasında yüksek dozda uyuşturucudan kaybetmişti.
Hayat Hikayesi
Susan Diane Wojcicki, 5 Temmuz 1968'de, Silikon Vadisi olarak bilinmeden önceki asıl adıyla, Santa Clara, Kaliforniya'da doğdu. Babası Stanley Wojcicki, Stanford Üniversitesi'nde fizik profesörü, annesi Esther Wojcicki, Palo Alto Lisesi'nde gazeteci ve eğitimciydi. Wojcicki'nin küçük kız kardeşi Anne ise genetik test şirketi 23andMe'yi kuran ve Google'ın kurucu ortağı Sergei Brin ile birkaç yıl evli kalan bir antropolog ve epidemiyolog.
Wojcicki, Hindistan'da foto muhabiri olarak çalışmadan önce Harvard Üniversitesi'nde tarih okudu. ABD'ye döndü ve UCLA'dan MBA derecesi almadan önce Kaliforniya Üniversitesi, Santa Cruz'dan Ekonomi derecesi aldı. Teknoloji dünyasındaki ilk dönemi, Intel'de pazarlama rolündeydi ve ortak bir arkadaşı onu Google kurucuları Sergey Brin ve Larry Page ile tanıştırdı ve onlara Menlo Park'taki o zamanki yeni evinin garajını kiraladı yer verdi. Bu Google'ın ilk ofisiydi.
Bunu sonraki söyleşilerinde daima "hayatımın en iyi kararlarından biriydi" diye anlatan Wojcicki, daha sonra Google'ın pazarlama müdürü ve 16. çalışanı olarak şirkete katıldı. Google'ın üniversitelere girmesi için çabaladı ve logonun yeniden tasarlanması, ünlem işaretinin kaldırılması gibi ilk radikal kararları aldı. Google'daki en önemli projesi ise AdSense'ti. Bir anşamda Google'ı para makinesi haline getiren buluş onundu. Google'ın 2006'da YouTube'u 1,65 milyar dolara satın almasının ardından da 2014'te YouTube'un CEO'su oldu.
2014'te The New York Times'a "İnsanlar dünyanın her yerinden başka insanları görmek istiyor. Televizyonlarını ve şovlarını seviyorlar, ancak aynı zamanda yeni ve farklı içerik oluşturucuları ve yeni ve farklı video türlerini görmekle de ilgileniyorlar." diyerek YouTube'un reklam satışlarını 2017'den 2022'ye kadar üç katından fazla artırarak 29,2 milyar dolara çıkardı. YouTuber'lık ekosistemini, creator araçlarının geliştirilmesine öncülük etti.
Wojcicki, 1998'de Dennis Troper ile evlendi. Troper, deneyimli bir Google yöneticisiydi. Beş çocukları oldu. 2011'de Mercury News'de yayınlanan bir makale, onu "hiç duymadığınız en önemli Google çalışanı" olarak adlandırdı ve onu çocuklarıyla her akşam akşam yemeğine eve gitmeyi önemseyen bir "futbol annesi" olarak tanımladı. Ancak oğulları Marco, Şubat 2024'te 19 yaşındayken kazara uyuşturucu ve doz aşımı nedeniyle öldü. Wojcicki 2023'te fazla açıklama yapmadan ailem ve özel hayatımla daha çok ilgilenmek istiyorum diyerek sessizce YouTube'dan istifa etti.
Eşi Dennis Tropper Facebookda vefatını şu şekilde duyurdu:
******************
10 Yıl önce Susan Wojcicki ve Video içeriklerin gelişimi ile ilgili yazdığım yazı:
Aşağıdaki yazıyı 2014-Ağustos sayısı için Platin Dergisi'ne yazmıştım. Hiç değiştirmeden tekrar yayınlıyorum. Geçmişten bugüne bakmak ve vizyonu algılamak size de çok ilginç gelecek. Bakın o zamanlar neler konuşuyormuşuz, ben de neleri anlatmaya çalışıyormuşum?
YouTube’u yeni CEO’su Susan Wojcicki; Google’a geçen yıl 55.5 Milyar dolara ulaşan ve adeta para
fışkırtırcasına gelir getiren AdSense/reklam modellerinin mucidi. Aslında yeni bir isim değil. Google’la ilişkisi taa garaj zamanlarına giden, hatta Google’un 16. çalışanı olan bir isim.
YouTube’un başına getirilmesi, “Google’da yaptığını, hadi gene yap!” görevi olarak yorumlanıyor. Wojcicki aynı zamanda Google’un CEO’su Larry Page’in, aralarında çok az kadının olduğu ve Inner-Circle “L” Team (Merkez Ekip L) denen ekibin önemli üyelerinden. Teknoloji sektörü dışındakilerin pek tanımadığı Wojcicki, okul çağında 4 çocuk annesi (yazıyı yazdığımda 5. çocuğu doğmamıştı) ve Harvard’dan ekonomi üzerine PhD derecesi almak üzere. Tam WOW! denecek bir profil. Adeta “kariyer de yaparım çocuk da” şarkısının somutlaşmış hali…
Bu haber aynı zamanda, yazılarımda sık sık söz ettiğim; videonun giderek artan, daha da artacak önemine dair önemli bir işaret.
Wearesocial.sg, Social Media Examiner, comScore ve Cisco gibi kaynaklardan derlediğim bilgilere göre;
- 2017’ye kadar internette paylaşılan içeriklerin %70’i video olacak.
- Halen tüm dünyada insanlar 1 ayda 5 milyar video seyrediyor
- 1.3 milyar insan ayda 170 video izliyor.
- Mobile cihaz kullanıcılarının %41’i videolarını mobilden seyrederken,
- Daha çok 1 dakikadan kısa videolar tercih ediliyor.
- Türkiye’de de durum benzer trendleri yansıtıyor; 22 milyon kişi ayda 2,3 saat, 210 video izliyor.
İnsanların artık “YouTuber” diye anılmaya başlandığı, videolarla iletişimin hızla yaygınlaştığı dijital çağda mesajlarını, anlatacaklarını videolara taşıyamayanların hali zor, pazarlaması etkisiz, satışları yetersiz olacak. Çünkü gözleri, beyni, kısacası bünyesi; "play/başlat üçgeni” arayan yeni nesillere ulaşmak başka türlü mümkün olamayacak. Burada şöyle hassas bir durum var; videolaşmış şeyleri seyretmesi çok kolay.
Ancak, o kısacık ama çok şey söyleyen filmleşmiş içeriklerin; fikri, yazımı, kurgusu, çekimi… Kısacası yapımı, üretimi çok zor. Üstelik maliyetleri, yetkin, yaratıcı inan gereksinimi, yani kaynak, yatırım ihtiyacı da oldukça yüksek. O yüzden firmalar video deyince uzak duruyorlar. Derin bir off! uff! çekiyorlar. Da kaçış yok!
Benden söylemesi; şirketinizin, kurumunuzun videolarla iletişim kabiliyetlerini yükseltmeye, ekiplerinizi adeta bir senarist, yönetmen kafası ile bakan profillerle takviye etmeye hemen başlayın. Ya da var olanlara bu yetkinlikleri kazandırmaya bakın…Video kanallarınız yoksa, pazarlama iletişimi de yok! Ona göre…
Pazarlama iletişiminde sıra değişti! “Ne” den “Neden” e geçildi…
Pazarlamaya dair ezberlerimizi birer birer bozuyoruz. Çünkü; hepimiz değişiyor, eskisinden farklı, daha bilgili, daha akıllı, daha çok sorgulayan, daha çok araştıran ve kurcalayan, algıları müthiş açılmış, hızla daha da açılan insanlar haline dönüşüyoruz. Dijitalleşmenin, her an her yerden birbirimize bağlı, bağımlı yaşamamıza sebep olan sosyal medyanın, internetle daha da gelişen teknolojik araçların buna katkısı çok.
Videoya dikkat çekmişken, sıralamadan da söz edelim…
Pazarlama guruları diyor ki; eskiden bir ürünü/hizmeti satmak/pazarlamak için “neyi, nasıl, neden”
sıralaması ile anlatır, överdik. Örnek, eski sıralama: Bu sabunu (Ne?), en kaliteli, en hızlı temizleyecek şekilde ürettik (Nasıl?), çünkü sizin daha şık olmanızı istedik (Neden?).
Oysa şimdi bu sıralama; “neden, nasıl, neyi” diye değişmek durumunda. İletişime sabunu anlatmakla değil, “neden” o sabunu ürettiğimizi anlatmakla başlamalıyız. Örnek, yeni sıralama: Hijyen, temizlik sağlıklı bir yaşam ve dünyanın kaynaklarını sürdürülebilir kullanmak, hepimizin geleceği için çok önemli (Neden?). O yüzden biz çevreye en az zarar verecek şekilde (Nasıl?) sabun üretiyoruz (Ne?).
Kısacası artık insanlar her şeye daha bilinçli, daha sorumlu bakmaya başladı. Hiçbir şeyi öylesine
almak, tüketmek istemiyorlar, istemeyecekler. Sürdürülebilirlik arayışı, tüketim yaklaşımları, yaşamsal, evrensel değerlere dair bilinç, sorumluluk duygusu yükseliyor. Aslında sadece pazarlamacıların değil, tüm iş dünyasının dikkatine; müşterileriniz ya da müşteriniz olsun istedikleriniz artık neyi değil, neden almaları gerektiğine bakıyor, ona göre…
*********************************
Bu yazı Platin Dergisi için yazılmıştır. @PLATINDERGI
*********************************
Ufuk Tarhan'ın “Yarının İşini Yarına Bırakma” kitabı için > https://yarininisiniyarinabirakma.com/
Ufuk Tarhan'ın “T-İnsan” kitabı için > https://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > Buraya tıklayınız
Hizmetlerimiz & Eğitim & Seminerlerimiz
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini buradan takip edebilirsiniz.