Sürdürülebilir Yaşam İçin Kesintisiz Enerjiye Muhtacız
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Sürdürülebilir Yaşam İçin Kesintisiz Enerjiye Muhtacız...



Fütürizm üzerine yaptığı çalışmalar, sürdürülebilir geleceğe dönük tasarladığı iş modelleri ve uygulamaları ile tanınan fütürist, ekonomist ve sivil toplum gönüllüsü Ufuk Tarhan ikinci kitabını çıkardı: ‘Yarının İşini Yarına Bırakma’.

Pandemiyle geleceğe yönelik daha karamsar, umutsuz bir bakış açısı geliştirdiğimizi söyleyen Tarhan, insanları yarınlar için yeniden düşünmeye teşvik ve motive etmek için bu kitabı yazdığını anlatıyor. Gelecekte gezegenimizin sürdürülebilirliğini sağlayacak, doğanın, insanlığın ve diğer canlı cansız varlıkların ihtiyaçlarını giderecek milyonlarca iş, meslek türeyeceğini söyleyen Tarhan'dan kısa bir "geleceğin meslekleri" listesi 👉 “Duygu mühendisi, hologram teknisyeni, organ tasarımcısı, metaverse sigortacısı, yapay zekâ optimizatörü, robot hukukçusu/avukatı gibi yüzlerce yeni iş, meslek türeyecek.”

 

Yeni kitabınız ‘Yarının İşini Yarına Bırakma’ çıktı. Ne anlatıyorsunuz bu kitapta?

Artık ufak bir çocuk bile 20-30 yıl içinde robotlarla, 3D baskılı materyallerle, yapay organlarla, uçan araçlarla, uzay seyahatleriyle, android varlıklarla, sanal gerçeklik seyahatleriyle, bazı zamanları ‘metaverse’te geçen dünyada nasıl yaşayacağını, öğreneceğini, çalışacağını bir çırpıda anlatıyor. Bunları 15-16 sene önce anlattığımda çoğu insan beni uçuk-kaçık, aşırı hayalperest buluyordu. Şimdi herkes geleceğe alıştı. Zamane insanı 2050’lere kadar ‘yarınları’ enikonu bilir hale geldi. Peki ya sonra? Tüm bunları yapacağız da ne olacak? Pandeminin hızlandırıcı etkisi, ardından gelen ekonomik, siyasal krizlerle bir karamsarlık dönemine girdik. Bir anlamda hepimiz gelecekten yorgun düştük, hatta bazılarımız gelecekten ümidini kesti. İşte bu nedenle insanlara ‘Yarınlar için yeniden düşünmeye, yepyeni kurgular yapmaya başla. Hadi tempoo!’ demek için bu kitabı yazdım.

 
Kitapta diğer gezegenlerden varlıklardan bahsediliyor. Uzaylıların olduğuna ve bir gün onlarla iletişim kuracağımıza inanıyor musunuz?

İnanç değil de bilim insanlarının aktarım ve uzgörülerine katılıyorum diyelim. Onlara dayanarak çok kısaca şunu söyleyebilirim: Evet, Tip-1 uygarlık seviyesine geçtiğimizde diğer gezegenlerle iletişime, etkileşime geçeceğimiz konusunda ikna oluyorum. Çünkü Dünya, Samanyolu Galaksisi içindeki 4.000 gezegenden sadece biri. Evrende 100 milyar galaksi, her galakside ortalama 200 milyar yıldız bulunduğu varsayılıyor. O halde bizden milyarlarca yıl uzakta Dünya’ya tıpatıp benzeyen başka gezegenlerin ve oralarda başka varlıkların olduğunu varsaymak hiç de saçma değil. Ve biz onlarla eninde sonunda karşılaşacağız. Ne şekilde, nasıl? Henüz bilmiyoruz ama ‘Tip-1 Uygarlık’ seviyesine geçince bu mutlaka olacak.

 
2100’e kadar Tip-1 uygarlık seviyesine ulaşmak zorundayız diyorsunuz. Nedir Tip-1 uygarlık?

Tip-I Uygarlık’ Rus fizik ve matematik bilimleri uzmanı Dr. Nikolai Kardashev 1964 yılında bir medeniyetin gelişmişlik seviyesinin enerji üretimiyle ölçülebileceğini ileri sürerek “Kardashev Skalası” diye anılan üç seviyeli (Tip 1, 2, 3) bir sistem geliştirmiş. 1’inci seviyeye ‘Gezegensel Uygarlık’ da deniyor. Tip 1 uygarlık, komşu yıldızlarından kendisine ulaşan enerjiyi (bizim için bu Güneş) kullanma ve depolama yetisine sahip. Ayrıca havayı, depremleri, volkanları, yani toprağa bağlı tüm enerjileri kontrol edebilir ve değiştirebilirler. Biz daha bu seviyede değiliz.
 
Buna ulaşmak neden bu kadar kritik?

Kritik çünkü insanlık henüz tüm yaşamın özü olan temel ihtiyacı ‘sınırsız enerji’ kaynağını bulamadı. Sürdürülebilir yaşam için ‘kesintisiz enerjiye, elektriğe ve internete’ muhtaç. Bu yüzden Tip-1 uygarlık seviyesine ulaşmak bundan sonraki en büyük gelecek hedefimiz olmalı. 2100’lere kadar bu seviyeye gelemezsek, sürdürülebilirliği sağlayamayız.

 Peki tüm bu gelişmeler inanılmaz bir hızla ilerlerken kendimizi geleceğe nasıl hazırlamalıyız?

Her şeyden önce ‘fütürist’ bakış açısına sahip olmalıyız. Yazdığım iki kitapta da aslında tam olarak bu soruya cevap vermeye çalıştım. Maalesef bu birkaç satırda izah edilebilecek basitlikte bir konu değil fakat yanıtlar ya da yapılacaklar neredeyse belli diyebilirim. Kitapta detaylıca anlattım.Geleceğe hazırlanmak için onları bilmek, fark etmek, sindirmek gerekiyor.
 
 Eğitimde mutlaka çip ve genetik takviye olacak...
 


Kitabın önemli bir kısmını ‘eğitim devrimi’ konusuna ayırmışsınız. Sizce gelecek nesilleri eğitme şeklimizin nasıl değişecek?

Ben yakın gelecekte her yaştaki organik insan eğitiminin ‘merkeziyetsizleşeceğinden’ ve yoğun olarak kitapta da bahsettiğim ‘SOLE’ prensipleriyle farklı bir yapıya dönüşeceğinden adım kadar eminim. Ancak bu da yetmeyecek; ileri seviyede ve belirleyici sorumluluk üstlenen insanlara mutlaka çip takılacak ve genetik takviye yapılacak.

SOLE nedir peki?

Self-Organized Learning Environment (Kendi Kendine Organize Olan Öğrenme Ortamı) Prof. Sugata Mitra’nın geliştirdiği bir model. Prof. Mitra bu noktaya gelinceye kadar pek çok deney yapmış ve çocukların bir kaynak olduktan sonra, kendi kendilerine öğrenebildiklerini ortaya koymuş. SOLE esas olarak internet bağlantısı olan bir bilgisayar, öğrenmeye hazır öğrenciler ve minimum seviyede moderasyon yapan bir öğretmenin (ya da liderin) dünyanın farklı yerlerindeki öğrencilerle buluttan buluşarak işbirliği içinde büyük sorulara yanıt bulma çabasıdır. Bu sorular öyle büyük olmalı ki yanıtlanması imkânsız gibi görünen unsurlar içermeli. Prof. Mitra’nın deneyleri öğrencilerin bu ortam sağlandıktan sonra pek çok soruya, soruna çözüm üretebileceğini gösteriyor. İşte yeni neslin yeni öğrenme biçimi bu olacak. 
 
Atatürk’le konuşmak isterim...
 

Dijital ölümsüzlüğe erişebilirsek Michio Kaku Albert Einstein’la, Ray Kurzweil yıllar önce ölen babasıyla konuşmak istediğini söylüyor. Siz kimlerle konuşmayı isterdiniz?

Atatürk’le. Eğer bize kalan kaynaklar, onun olduğu belirtilen ifadeler vb. doğruysa, ki öyle olduğunu düşünüyorum, müthiş bir beyin. Çağının çok ama çok ötesinde bakış açısına sahip bir farklı bir kafa. Fütürist tanımının hayat bulmuş hali. Dünyanın daha iyiye, sürdürülebilirliğe dönüşümü için fikirlerini almak üzere onunla sohbet etmeyi çok isterdim. 
 
Organ tasarlayıp, hologram tamir edeceğiz...
 

Tüm bunlar olurken gelecekte hangi alanlar, meslekler, işler yükselecek?

Gelecekte gezegenimizin sürdürülebilirliğini sağlayacak, doğanın, insanlığın ve diğer canlı cansız varlıkların ihtiyaçlarını giderecek alanlarda yepyeni milyonlarca iş, meslek türeyecek. Mal ve hizmetler, daha sade, yalın ve gerektiği kadar üretilecek, tüketilecek. Tüm meslekler ileri seviyede teknoloji, yapay zekâ, robot desteğiyle, bunlara uygun olarak neredeyse sil baştan yeniden şekillenecek. İnternet sitemde ‘geleceğin meslekleri’ diye bir sekme açtım; orada da görebilirsiniz: Duygu mühendisi, hologram teknisyeni, organ tasarımcısı, metaverse sigortacısı, yapay zekâ optimizatörü, robot hukukçusu/avukatı gibi yüzlerce yeni iş, meslek türeyecek. 
 
Ölümlü olup olmamayı seçebileceğiz!..
 

Kitaptan notlar…

*Teorik fizikçi Michio Kaku: Hücrelerin yaşaması ve kanser konularında gelecek 20-30 yılda önemli başarılar elde edilecek. Ölümlü olmak ve olmamak arasında hür irademizle seçim yapabilir hale geleceğiz. Azaltılmış kaloriyle beslenen deney fareleri ve solucanların ömürleri yüzde 30 artmış. Bu insan ömrü için 25-30 yıl ediyor. Dijital ölümsüzlük sandığımızdan daha yakın ama kesintisiz enerji şart! 

Dünyaca tanınan Fütürist, girişimci Ray Kurzweil*: İnsan beyni günümüz koşulları için oldukça yavaş kaldı. İnsan yeteneklerinin mutlaka inorganik beyin ve organlarla güçlendirilmesi gerekiyor. Uzak olmayan bir gelecekte nano robotlar vücudumuzda gezmeye başlayacak ve DNA’mıza müdahale ederek bizi hastalıklardan koruyacak. Zihin ve vücudun ölümsüzlüğüne doğru önemli adımlar atacağız. 2029 ve sonrasında insan duygularını anlayabilen makinelerimiz olacak. 2030’da biri kafatasımızda, diğeri bulutta iki beynimiz olacak, inorganik aklımızın desteğiyle hibrit düşünerek kararlar vereceğiz." diyor. Bize çok önemli sinyaller veriyor...

*Kurzweil tüm bu devrimsel dönüşümü kaçırmamak için 2029’dan önce ölmemeye kararlı; bunun için günde 100 ilaç içtiği söyleniyor. En büyük hayali 58 yaşında kalp krizinden ölen babasına ait elindeki tüm dokümanları (ses, video kayıtları, notlar, fotoğraflar vb.) kullanarak babasına ait bir avatar oluşturmak ve babasının karakterini yeniden yaratmak. 

Yarının İşini Yarına Bırakma kitabı hakkında daha detaylı bilgi ve satın almak için 👉 https://yarininisiniyarinabirakma.com 


Bu röportaj Hürriyet Pazar için yazpıldı. Linkten okuyabilirsiniz. Ya da aşağıdaki kupüre tıklayabilir, basılmış versiyonunu inceleyebilirsiniz.  👇

******************

Ufuk Tarhan'ın “Yarının İşini Yarına Bırakma” kitabı için > https://yarininisiniyarinabirakma.com/

Ufuk Tarhan'ın “T-İnsan” kitabı için > https://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedInInstagram, FacebookYouTubeTwitter 'dan takip edebilirsiniz.