Fütürist Ufuk Tarhan; “Tehlike gerçektir, korku tercih”
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Fütürist Ufuk Tarhan; “Tehlike gerçektir, korku tercih. Gelecek de gelecektir... 



Tarihte yaşanmış ve günümüzde yaşanmakta olan toplumsal, siyasi ve teknolojik gelişmeleri takip ederek, araştırarak gelecekte bizi nelerin beklediğini anlamaya yönelik çalışmalar yapan, gelecek senaryoları yazan insanlara fütürist, yani gelecek bilimci diyoruz. Ekonomist ve yazar Ufuk Tarhan, Türkiye’nin görüşlerine en çok başvurulan fütüristi. COVID-19 salgını sebebiyle tanık olduğumuz tarihteki bu yeni dönemece ve geleceğe nasıl baktığını anlattı.

COVID-19 salgını ve salgın süresince yaşananlar gösteriyor ki, dünya âdeta bundan sonraki dönemlere, gelecekteki yeni sistemlere geçiş için bir tatbikata, teste tabi tutulmuş gibi. Karantina uygulamaları ile genetik kodlar dahil olmak üzere müthiş bir veri toplanıyor ve yeni yaşamsal sistemlerin, olası ve daha büyük krizlerin ön hazırlıkları yapılıyor kanaatindeyim.

Tüm dünya aylardır, önceden asla dediği sayısız deneyim yaşıyor. ‘İşe/ okula gitme, evde kal, sokağa çıkarsan da şöyle çık, elini şöyle yıka, maske tak!’ gibi kısıtlamalara, emirlere, yasaklara topyekûn uyum sağlamış durumda. Daha önce biri söyleseydi, ‘Çok bilimkurgu izlemişsin!’ diyeceğimiz bir durum iken, şu anda canlı canlı içindeyiz. Bana göre küresel salgın, bundan sonra yaşama ihtimalimiz olan; yanında iklim/doğa krizlerinin hafif kalacağı yeni bir çağa, ‘yüzde 100 dijital medeniyetler’e geçişin tetikleyicilerinden sadece biri.

Bugüne kadar insanlığın yaşaması için temel ihtiyaçlar; su, gıda, temiz hava, barınma ve üreme idi. Şimdi bunlara bir şey daha eklendi: Data, yani veri.

Gelecekte de dev şehirler olacak ama epey değişecekler. Büyük ölçüde dijitlerle yönetimin hâkim olduğu akıllı şehirlere dönüşecekler. Otonom araçlarla, cihazlarla ve yönetimsel sistemlerle donanacaklar. Şehirdeki yaşamsal tüm akış, insanların sübjektif yargıları, çıkarları ile değil, algoritmik kurgularla şekillenecek. Mega kentlerde standart, birbirine benzeyen, üzerlerindeki giyilebilir, takılabilir teknolojilerle izlenen ve neredeyse robotlaşarak ama daha adil ve rahat koşullarda, insansılarla çalışan ya da çeşitli faaliyetlerde bulunan yeni bir tür insan nesli yaşayacak. Bunlar daha kalabalık yığınlar olacaklar. Dijitlerin sahipleri, algoritmaları kuranlar (üstün ve güçlü azınlık) ise ya kırsalda ya da uydu kentlerde, bölgelerde, belki uzay istasyonlarında yaşayacaklar. Önümüzdeki on yıllarda bu senaryoya doğru gitmek üzere ilerleyeceğimizi düşünüyorum.

Yaradılışımızın 5N1K’sini bilmiyoruz. Bu parantezi açtıktan sonra kıt, yüzeysel bakabilen aklımız ve bilgimizle yanıt verdiğimi hatırlatarak, insan türünün çok daha iyi bir gelecek inşa etmek için yeterli kapasiteye sahip ancak henüz o müthiş kapasiteyi kullanma konusunda epeyce beceriksiz olduğunu söyleyebilirim.


Kyoto Protokolü’nün dünyayı yöneten güçler tarafından 1997’de, neredeyse çeyrek asır önce imzalanmış olmasına rağmen hâlâ bir arpa boyu mesafe kat edilebilmiş değil. Demek ki insanlık henüz işbirliği içinde problemlerini çözmekten aciz. Daha net ve algoritmik bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bu da yapay zekâ ile ilerlememizi zorunlu kılıyor. Eğer yapay zekâyı daha iyi bir gelecek inşası için geliştirirsek kazanırız, tersinde de insanlığın felaketini hazırlarız.

Biz bunu insanlık olarak hep yapıyoruz. Binlerce yıllık kadim bilgilerde de rastlıyoruz. İnsanlık her dönüştürücü gelişmede, krizde ve yeni teknolojiler bulduğunda ‘Eyvah, insanlığın sonu geliyor, bu teknolojiler hepimizi ele geçirecek!’ diye paniğe kapılıyor, sonra da gayet güzel adapte oluyor. Bir müddet sonra tekrar ve yeni sorunlar yaratıyor, çünkü sürekli kalabalıklaşıyor. Bu sefer de öyle olacak.

Zorluk ya da kolaylık diye algıladığımız şey aslında gelişimin doğal parçası ve insan zorlandıkça ya da koşulları kolaylaştıkça geliştiği için, her ikisi de iyi durumlar. Yerine ve zamanına göre… Ben kendimi akışta tutmaya, dalgaya karşı kürek çekmemeye çalışıyorum. Ve şu sözü hatırlıyorum: Tehlike gerçektir, korku tercih.


Bu yazı İSTanbul Dergisi için yazılmıştır. 

Orijinal yazıyı okumak için aşağıdaki kupüre tıklayınız.

******************

Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedInInstagram, FacebookYouTubeTwitter 'dan takip edebilirsiniz.