İş Antrenörü, Mentor ne yapar? Faydaları nelerdir?
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk
İş Antrenörü, Mentor ne yapar? Faydaları nelerdir?




Yaptığım işlerden biri de "iş odaklı bir fütürist" olarak bireylere "İş Antrenörlüğü, Mentorluk", kurumlara da "İş Avatarlığı" hizmetleri vermek.

Bunlar, tıpkı doktorluk, avukatlık, psikologluk, yönetim danışmanlığı, vb. gibi gizlilik, mahremiyet seviyesi oldukça yüksek alanlar. Titizlik gerektiriyor, hayli zaman ve emek istiyor. Tüm karmaşıklık ve zorluğuna rağmen severek yapıyor, farklı hayat ve konulara dokunarak aslında ben de besleniyor, farklı deneyimler kazanıyor, sürekli güncelleniyor ve daima yeni şeyler öğreniyorum.

Burada yalnızca kişisel olanlarla ilgili bazı detaylar paylaşmak isterim...


Kimlerle çalışıyorum? Her seviyede, farklı iş ve meslekten danışanım var. Çoğunluk epeyce üst seviyelerden ve/veya oralara çıkmayı kafasına koymuş ya da yön/alan değiştirmek, daha iyi br gelecek için hazırlık, hamle yapmak, yeni bir yol, bulmak, yeni bir gelecek kurmak isteyen profillerden oluşuyor.  Kimi Danışanlarım kurumsal hayatta ilerlemek, kimileri de kendi işlerini kurmak ya da var olan işlerini geliştirmek amacıyla benimle çalışmak istyorlar.

Nasıl başlanıyor, nasıl ilerleniyor? Başlamadan önce kendilerinden bir form doldurmalarını istiyor, onları önceden tanımaya, anlamaya çalışıyorum. Bu formdaki aktarımlarına ve internet üzerinde yaptığım araştırmalara göre haklarında bir ön izlenim ediniyor, eğer çalışmaya karar verirsem ya da zaman bulabilirsem başlıyoruz. Çalışmalar süre ve içerik açısından kişinin ihtiyaç, beklenti ve koşulları ile şekilleniyor. Ne kadar sürmesi gerekiyorsa o kadar sürüyor. Her birey o kadra farklı ki. Bir standart, kalıp oluşturmak imkansız. Yıllardır çalıştıklarım da var. Tek ya da bir kaç seansta kıvılcımı alıp, kendisi ilerleyenler de...

Eğer danışanlarım odaklı ve disiplinli bir şekilde yapması gerekenleri yapar, samimi bir çaba ile kararlılık gösterirlerse sağladıkları sıçrama, başarı ve mutluluk katsayılarındaki artış çoğu zaman beni bile şaşırtıyor. 

En çok aldığım geri bildirim; “Size çok şey borçluyum, siz olmasaydınız yapamazdım, müteşekkirim" gibi insanı mutluluktan havalara uçuran türden aktarımlar oluyor. Artık bana gelen terfi müjdelerine, zor bir durumdan zaferle çıktığını haber veren telefonlara, mail ve whatsapp mesajlarına alıştım:) Danışanlarım terfilerini, başarılarını, iyi haberlerini, gelişmeleri, kazançlarını, kaptıkları işleri, vb. paylaşmak için  çoğu zaman annelerinden, babalarından, eşlerinden, kardeşlerinden aile ya da arkadaşlarından önce beni arıyorlar.




Bu durum tabii zorluk yaşadıklarında da böyle oluyor. Hatta ben özellikle ve daha çok dara düştüklerinde, hata yapacaklarını hissettiklerinde, tereddüt ettiklerinde, ani ya da kritik kararlar vermek üzere kanları hızlı akmaya, sinirleri, heyecanları tepelerine çıkmaya başladığında bir şey yapmadan önce mutlaka beni aramalarını daha çok istiyorum. Bunu sıkı sıkı rica ediyorum ki kırıp dökmeden, telafisi zor adımlar atmadan beraber bir irdeleyelim, sakinleşelim, danışanımın serin kanlı karar vermesini sağlayalım. Bu yolu tercih ederek beni arayan ve sonraki adımları birlikte belirlediğimiz danışanlarımdan da çoğu kez "Vallahi o günü hiç unutmuyorum. beni neredeyse resmen ipten aldınız. İyi ki önce sizi aramışım." dediklerini duyuyorum.   
 

İşim keyifli ve önemlisi faydalı...


Ancak çok da yorucu tabii. Tamamen o insanın, hatta çalıştığı kurumun, yaptığı işin, onu etkileyen çevrenin, tüm ekosistemin, sektörünün bünyesindeymiş gibi düşünmek, yoğunlaşmak, onların işine ve geleceğine de hakim olmak, çok yüksek odaklanma + epeyce ve sürekli güncellenen sektör, gelecek ve teknoloji bilgisi ve deneyim gerektiriyor… Ama yapılınca da sonuçlar havalara uçuruyor:) Hem duyguları, hem  sonuçları ve  rakamları…

Yapılması ve yapılmaması gerekenlere dair ipuçları...

Sizinle sık rastladığım ve çok genel bazı başarısızlık, mutsuzluk nedenlerini paylaşmak istiyorum. Bunları dikkatle okuyun ve anlayın. Eğer hayatınızda iyi değişiklikler olsun istiyorsanız, yapmayın dediklerimi yapmayın, yapın dediklerimi de yapın… Tıpkı bir spor antrönörünün, sanat ya da bilim öğretmeninin, mentorunun telninlerini, tekniklerini uyguladığınız gibi. Bunları da öyle somut bilgi olarak alın, kabul edin ve uygulayın. İnanın bir kaybınız olmaz. Kesin bilgi, yayalım:)


1- İnsanlar çoğunlukla başarısızlıklarına, kendilerine yönelen kötü davranışlara, yetersizliklerine   yoğunlaşıyor. En çok bunlardan konuşmak, bunları irdelemek istiyor.

Bunu kesinlikle yapmayın! Hele hele kendiniz hakkında “Şu elimden hiç gelmiyor. Şuna sinir oluyorum. Bu benim salaklığım, beceriksizliğim, saflığım vb.” nitelemeleri, doğru olsalar bile sakın sakın sakın söylemeyin, yazmayın, paylaşmayın! Bu özeleştiri falan değil, resmen bindiğiniz dalı kesmek, neredeyse önce kendinizi sonra da karşınızdakini öyle olduğunuza inandırma çabası, sizinle ilgili algıyı o söylediğiniz çerçevede olumsuz olarak kodlamak ve aslında kestirme yoldan kaçmaktır. İhtiyaç fazlası şuursuz, ezbere, depresif hele de dışarıya doğru fütursuzca yapılan özeleştiri zararlıdır. Hiç bir yararı yoktur. 

Bunun yerine; Daima iyi olduğunuz alanlara, anlara, işlere, size yönelen iyi davranışlara ve başarılı insanlara, olumlu taraflarınıza, olasılıklara, yapabileceklerinize, zorlayabileceklerinize, vb. yönlenin. Onları düşünün ve onlarla, onlar hakkında konuşun. Hatalarınızı, gelişmesi , değişmesi gereken alanlarınızı fark etmeniz, onların üstesinden gelmeye çalışmanız ancak bu şekilde olur. "Sakın yapmayın!" dediğim şekilde değil. 


2- İnsanlar çoğunlukla zayıf olan taraflarını güçlendirmeye çalışıyorlar.


Bunu da yapmayın! Gelişmiş ve iyi, güçlü taraflarınızı keşfedin, onlara odaklanın onları daha da iyi
yapmaya çalışın. Kuvvetli taraflarınızı kullanabileceğiniz işlere, alanlara yönelin. Zayıflıklarınızı güçlendirseniz bile o konuda zaten iyi olanların yanında ancak ortalamada kalırsınız. Aksine zayıflıklarınızı yok etmeye, güçlü olduğunuz şeyleri yüceltmeye, yükseltmeye kurgulanın. Bu özgüveninize, duruşunuza, tüm enerjinize yansır ve kaşınıza da aynen bu şekilde geçer. 


3- İnsanlar genellikle dertleşme, fikir alma vb ihtiyaçlarını yine kendilerinin o sıkıntılı hallerine benzer, “kendine bile hayrı olamayan” kişilerle gidermeye çalışıp, daha da fena dibe giderler.

Aslında bu durumda olanlar "O benden daha kötü, ben yine Allah şükür ondan iyi durumdayım" diye özetleyebileeğimiz bir dert, sorun yarıştırmayla teselli bulma farkındalıksızlığına ve kısır döngüye girerler.  Böye derteşmeler faydayı değil, aksine zararı, olumsuzluğu gözünüzde büyütür. İçinize, bünyenize iyice yerleştirir.  Bunu lütfen yapmayın! Size, yaşam amacınıza katkısı, faydası olacak kişilerle bir araya gelin, network oluşturun ve onlardan yararlanın. Kolaya kaçmayın, daha da dibe vurmayın. 




4- Ve en çok yapılan şey; işleri “döverek” gördürtmeye çalışmak…

Dövmek tanımını metaforik olarak kullanıyorum. Her türlü kötü davranışı, sözü, bakışı, duruşu kastediyorum. Dövmek, herhangi bir konuda yapılacak en aptalca şeydir desem?  Bunu yapan kişi hem o kişi/lerle ilerlemek zorunda ve hem de eleştirerek, kötüleyerek, gerginliklerle vb. ile bir anlamda döve döve bunu yapabileceğini, iyi sonuç alacağını sanıyorsa durum vehamet ötesi kötüdür.  Bu tutumla işlerin sarpa sararmasından başka sonuç alınamaz. İster aynı kurumda üst-ast ilişkisinde olsun, ister dışarıdan hizmet alınan tedarikçiler ya da aileniz, yakınınız vb. olsun. Hiç fark etmez. Hepsi aynı kapıya çıkar. İnsanları hele de birlikte ilerlemek zorunda iseniz asla dövmeyin! Dayak yiyen kimseden dayak atana bir fayda çıkmaz!  

Eğer bitirtilecek, yaptırılacak bir işiniz varsa, birilerine mecbursanız, mutlaka “överek”, olumlu, iyi konuşma, yönlendirme ve geri bildirimle iletişim kurun. Stratejik olun. İçinizden gelmese de kesinlikle bunu yapın ve işi yönetin. “Yok kardeşim dayanamıyorum, ama çok sinir, hıyarın/cadının teki anlamıyor…” larla falan kaçak ve tembel oynamayın. Hayat sizin hayatınız siz mi yöneteceksiniz;  başkaları, o “hıyar/cadı” dedikleriniz mi?  Madem onlar sizden kötü neden sizi bu hale sokmalarına izin veriyorsunuz. Vermeyin, asla! Kendinize gelin, kendinizi kendiniz yönetin! Sinirini, duygularını, tutum ve davranışlarını kontrol edemeyenler daima, uzun dönemde mutlaka o hıyarlara ve cadılara kaybeder. Bu sizin değiştirebileceğiniz bir durum değildir. Kötülük eken kötülük biçer, iyilik eken de iyilik... 


5- Ve mutlaka bağımsız danışmanlarla çalışın.

Artık iş hayatının türbülans ve temposu tek başına ya da ailenizle, yakınlarınızla, amatörce, duygusal devinimlerle, el yordamı ile üstesinden gelinemeyeek kadar karmaşık ve hızlı. Bu tür giderleri masraf olarak görmeyin. Başka bir yerlerden kısın ama kendinize, kişisel gelişiminize mutlaka akıllıca yatırım yapın. Zaman kaynak ayırın. Bağımsız, tarafısız, sizi kollamayacak ya da yermeyecek; hem mesafeyi koruyacak hem de en yakınınız olacak iyi bir danışman bulun ve hayatınızı kolaylaştırın, yaşam veriminizi artırın.

Ama, fakat, lakin demeyin, GIG ekonomisine geçişe de hazırlanın...

Burada bazılarınız diyeceksiniz ki ama "Param yok, danışmana verecek parayı nereden bulayım?".  E peki nasıl düzelecek o zaman vaziyet? Para kazanacak yetkinlik kazanmak için kendimizi geliştiremezsek, bir çaba sergilemezsek hep aynı loop'da dönüp durmayacak mıyız? 

Lütfen kendinize yatırım yapmayı sakın hafife almayın. Aslında bu en çok ciddiye almanız gereken konu. Bakın bakalım bütçenize gereksiz şeylere harcanmış ne kadar çok gider kalemi bulacaksınız. Ufak ufak sizi bu hale getiren harcamalarınızı kesin ve ufak ufak biriktirerek, hayatınızı düzenleyerek çok farklı yerlere götrebilirsiniz. 

İyice darda olanlar; peki birisinin işine yarayacak hiç mi bir beceriniz yok? Birisinin bir işini görüp, bir derdini çözüp, karşılığında hizmetinizin bedelini alabileceğiniz hiç bir şey mi yapamazsınız? Mesela, ders veremez misiniz, yemek yapamaz mısınız, temizlik, bir yaşlı-çocuk bakımı, bir servis işi, gece ya da gündüz başında bekleme işi, edit işi, yazı-resim-müzik vb. ile ilgili işler, dersler, bir dükkanda, tarlada, çarşıda, pazarda, fabrikada, imalathanede, vb. part time satış, taşıma, yerleştirme, temizleme, düzenleme, sosyal medya yönetme, içerik hazırlama, birilerini asiste etme vb... gibi bir çok seçenek çıkabilir. Geçici işler için ihtiyacı olanlarla bu hizmetleri verebilecekleri buluşturan sitelere kayıt olun, mesela;  www.armut.com  www.ustamgeliyor.com  www.sadeceon.com  www.bionluk.com  www. webly.com.try   Burada da diğer Türkiye’de Freelancer Çalışma Sitelerni  bulabilirsiniz. Eğer yabancı diliniz varsa bu tür seçenekler daha da artacaktır tabii.

Aslına bakacak olursak hepimizin yapabilecceği hala pek çok iş var.  Gelecekte daha da çok olacak. GIG ekonomisi dediğimiz freelance, geçici işler yapma olanakları giderek artacak ve çeitlenecek. Hizmet sunanlarla arayanları buluşturan platformlar çok gelişecel. Çevrenize de bu konularda yol gösterici olun, moral verin. Dünya, çalışma iş biçimleri değişiyor. Siz de değişin...


Debelenecek, hata yapacak vakit, lüks yok. Akıllı, olumlu, iyi ve mutlaka çalışkan olun:) 

******************

Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedInInstagram, FacebookYouTubeTwitter 'dan takip edebilirsiniz.