Apple Watch aldık, başımız göğe erdi mi?
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Apple Watch  (The Watch) 31 Temmuz'da Türkiye’de satışta...



Merakla beklenen Apple Watch  (The Watch) 31 Temmuz'da Türkiye’de satışta...

Ne işe yarayacak ki? iPhone’un yapamadığı neyi yapıyor ki? Niye alalım ki?” tadında çekimser, burun kıvırır sorular soranların, yorumlar yapanların merakını giderir mi bilmem, ben yine de deneyimimi paylaşmak isterim. Daha doğrusu deneyimimizi…
 
World Future Society’nin (Dünya Fütüristler Birliği) 2015 yılı konferansı için Sevgili arkadaşım Murat’la (@Murat__Sahin) San Fransisco’ya gittik. O gitmeden siparişini internetten vermişti ve vardığımızda otele gelmişti bile. Ben de valizimi dahi açmadan Apple Store’a gidip, kutsal görevi derhal yerine getirdim. Bu arada "modaya uymak, merak, ilk bende olsun vb." dürtüleri, bir anlamda çağın hastalıklı halleri ile almaya niyetlendiğimi de itiraf edeyim…

Akıllı Saatlerin (Smart Phone'ların)Tarihçesi

Bir de tabii yıllardır kolundaki cihaz aracaılığı ile konuşmaya hevesli ve meraklı bir halimiz var. Buradaki videoda Uzay Yolu'ndan, Jetgiller'e ve Kara Şimşek'e kadar bu yoldaki neredeyse tüm bilim kurgu, çizgi filmleri çok başarılı derlenmiş, göz atın derim:)


 
Böylece Apple Watch’lu ve “Yesss, we did it!” sendromlu iki fütürist olarak başladık denemelere, testlere.
 
Kısa kısa notlarımız, gözlemlerimiz, hissettiklerimiz:  

1- Apple store’a giriyorsunuz. Hemen çook nazik, çook güler yüzlü ve hallerine, tavırlarına on numara vereceğiniz, göğsündeki minicik apple logosu olan, çoğu çekik gözlü gencecik satış elemanları etrafınızı sarıyor. İlgilendiğiniz ürüne göre biri sizi alıyor. Sorduğunuz bütün sorularınızı gayet tatminkâr, sabırla ve hep coşku ile yanıtlıyor. Tamam alıyorum deyince (Biz kayışı en ucuz modellerden seçtik. 400-500 $ olanlardan) elindeki iPhone ile “faturanızı e-maille mi istersiniz, yoksa çıktı vereyim mi? diye sorup  oracıkta tahsilatı yapıyor. Sadece ekrana bir imza atmanız gerekiyor.
 
Ödeme için kasaya git, sıraya gir falan kalmamış artık. Birçok dükkânda reyon satıcıları ellerindeki mobil cihazlara takılan ufacık bir aparatla kredi kartı bilgilerinizi girerek tahsilat yapabiliyor. Nakit hemen hemen hiç geçmiyor. Dünyanın en tüketici toplumunda parayı tahsil etme kısmı mobile transfer olmuş. Görünen o ki ödeme kısmında da işi telefon, saat ya da her hangi bir “giyilebilir teknoloji” ürünü ile yapabilir hale geldikçe, mobil ödeme çözümleri yaygınlaştıkça fiziksel para, kredi kartı vb. tamamen ortadan kalkar dediğimiz günlere bir çıt uzaktayız. 

2- Satın alma işi saniyeler içinde tamamlandıktan sonra, satış elemanı saatinizi senkronize edip, ilk kullanım eğitiminizi vermek için sizi üst kata davet ediyor. Orada başka ve son derece iyi eğitimden geçmiş olduğu her halinden belli yine çok nazik ve cin gibi bakan, 20’lerinde ya var ya yok bir Apple elemanı sizi devralıyor. Bembeyaz, cool bir karton paket (üzerinde sadece, tek bir zarif elma logosu olan) içinde saat paket/kutunuz geliyor.
 
Ve siz WOW! diyorsunuz. Tüm elementler Sapsade ve çook şık! Biz açarken video çekmeye üşendik ama başka çekenler var.  Buradan izleyin. Adamlar bu işi biliyor. Hakikaten etkileyici bir ambalaj ve sunum. Marketing’in canına okumuşlar yine… Diye takdir hisleri ile söylene söylene giyilebilir teknoloji dünyasının en havalı, en meşhur ürününe merhaba diyorsunuz.

  

3- Ve senkronizasyon… Çook etkileyici. iPhone’daki (iOS 8.2 işletim sistemine uygun ve güncel cihazlarda var) uygulama ile yönlendiriliyorsunuz. Neyi nasıl yapacağım diye düşünmenize hiç gerek yok. İki cihaz birbirini bluetooth ile görür görmez, ışıklı, şenlikli görsellerle senkronize oluveriyor.

4- Telefonunuzdaki Apple Watch uygulamasındaki gayet açıklayıcı videolarla adım adım, hangi özelliği nasıl ne için kullanacağınız anlatılıyor. Gerisi deneye deneye alışmaya kalıyor…


5- 4-5 yıldır saat kullanmıyorum. Onun için ben ekstra tereddütlüydüm. “Şimdi o koca şeyi nasıl taşıyacağım? Ama almam da lazım. Bu tür aletlere geçiş yapmam gerek…” vb. diye mesleki dürtülerle, itiraf ediyorum isteksizce bu işe kalkıştım. Ancak tereddüdüm kısa sürede eğlenceli bir deneyime dönüştü.

6- Bir kere sahiden şık ve rahat. Tek kelime ile anlat deseniz, tarifimiz; Çok cool yahu! olur. 

7- Gayet eğlenceli. Saat görselinizi istediğiniz renk, şekil ve ekstra bilgi ekranları ile değiştirebiliyorsunuz. Eskiden saat kurmaya yarayan zemberek vardı ya bunda da var ama şimdi o düğme renk, menü değiştirmek gibi başka fonksiyonlar için kullanılıyor. Ben örneğin her gün giysilerime, moduma göre farklı renkte, klasik saat formatını kullanıyorum. Murat daha teknik, dijital ekranları tercih ediyor.

 
Kısacası şekil şemailden epey yüksek bir geçer notu var arkadaşın:)

8- En çok kullandığımız ve hemen adapte olduğumuz, en sevdiğimiz, yararlı özelliği “navigasyon”. Cimcime sizi istediğiniz yere öyle tatlı tatlı götürüyor ki… Minnettar oluyorsunuz.
 
iPhone’unuzdan gideceğiniz yeri bulup, tarife başla dediğiniz anda iPhone’ile işiniz bitiyor. Devreye Apple Watch giriyor ve adım adım sizi yönlendiriyor.



9- Tüm mesajlarınızı, notificationlarınızı alıp, okuyup, gayet rahat, kolay yanıtlayabiliyorsunuz (ister sesli, ister text)

10- Tabii ki çok rahatlıkla, zembereğin altındaki ufak bir başka düğmeye dokunarak her an kontaklarınıza ulaşabiliyor, telefonla da konuşabiliyorsunuz.  Hani bir sürü science fiction filmde gördüğümüz o koluna konuşma sahnesi var ya o artık gerçek.
 
11- Çook tatlı emojiler koymuşlar. Hem de 3 boyutlu, animasyonlu. Ve de hazır şablon yanıtlar yapmışlar. Toplantıda, sıkışık anlarda, bir şeyler yaparken ideal ötesi.
 
12- En güzel özelliklerinden biri istediğiniz kişiye (kontaklarınızda ve Apple Watch kullanan biri olması lazım), dokunma hissi yollayabiliyorsunuz. Dokun dediğinizde, aynı anda karşınızdaki kişinin Watch taşıyan bileğinde de hafif bir tazyik algılanıyor. Üstelik bu dokunuşu güzel kalpli görsellerle yapabiliyorsunuz.

13- Siri? Tabii ki o da var. Her an hizmetimizde:)

14- Daha pek çok tatlı özelliği var, ancak egzersize yönlendirmesi bir ömre bedel. Kilonuzu, boyunuzu, kişisel bilgi ve hedeflerinizi soruyor. Yakmak istediğiniz kaloriyi belirliyorsunuz. Ona göre adımlarınızı sayıyor, sizi takibe alıyor. Ve sürekli sizinle iletişim halinde. Hep hatırlatıyor. “Hadi kalk biraz yürü, aferin günlük programını tamamladın ya da hadi bak biraz daha gayret” tarzındaki mesaj ve dokunuş hissi veren titreşimi ile kendini hissettiriyor, hatırlatıyor. Sanki Watch’a ayıp olmasın diye harekete geçiyorsunuz. Tuhaf ama uyandırdığı duygu bu…  
 
Mesela daha şimdi yaptı! Bu yazıyı uçakta, dönüş yolunda yazıyorum ve sevgili saatim az önce kolumu kibarca dürttü “Ayağa kalkma vakti, 1 dakika hareket et!” dedi. Yaptım mı? Evet

15- En büyük çekincem çok küçük bir ekran, yakını gözlüksüz okuyamadığım için zorlanır mıyım? idi. Hemen hiç zorlanmadım. Tabii ki başka şeyleri de okuyamadığım gibi, bunu da okuyamıyorum ama gözlük takınca çok rahat her şey. Normal görenler için hiç sorun olacağını sanmıyorum.  

16- Elinizi meşgul etmeden tüm bu işleri yaptırabiliyor olması gayet keyifli. Ben memnunum. Ancak tabii ki
 
Sevimsiz tarafları...


- Hayatıma sürekli şarjı bitecek korkusu ekleyen bir cihaz daha katılmış olması sevimsiz.
 
- Üstelik iPhone’dan farklı bir şarj kablosu kullanmak zorunda kalmak daha da sevimsiz. Kablosuz ve çok uzun süre dayanan, solar enerji vb. ile kendi kendine şarj olan çözümleri insanlık bir an önce kullanabilir hale gelir de rahat ederiz. Yoksa bunca kablo, priz, taşımak ve sürekli “şarjım kaç kaldı? “ tedirginliği can sıkıcı. Ve bence bu tür aletlerin önündeki en önemli sorun.
 
Sonuç olarak bu deneyimle şunu fark ettim;
 


Apple,  iPhone salgını ile genç nesle ve hatta adaptasyon hızı yüksek daha yaşlı jenerasyonlara saat kullanmayı bıraktırmıştı. Watch ile saat kullanmayı yeniden geri getirecek görünüyor.
 
Kuşkusuz başka markalar da (özellikle Samsung) benzer ürünleri, hatta çok daha önceden çıkardı. Ama bu işin yaygınlaşması yine Apple’ın müthiş pazarlama gücü, viral bulaşıcı etkisi ile olacak gibi duruyor. Kitleler üzerinde büyük bir merak, farkındalık, özenti yaratacak. Sözün özü; pazarın önünü yine Apple açacak, yönünü yine o belirleyecek gibi duruyor… Buradan ilk satış rakamlarını incelerseniz hak vereceksiniz. 
 
Akıllı telefonlar / Smart Phones döneminden giyilebilir teknolojilerle yaşama Apple Watch ile geçiş yapmış bulunuyorum.  Apple Watch da bundan sonra yaşanacaklar da “sibernasyon çağının, online/mobil dünyasının dijital vatandaşlarına hayırlı uğurlu olsun. 

Eee ne yapalım yani, alalım mı? Diyenlere net yanıtım; Evet, gerekirse olanaklarınızı zorlayın, alın. Eğitim başlasın:)

Daha fazla bilgi için > Apple Watch Türkiye 
 
Not: Sizler de deneyimlerinizi yazın, ekleyelim. Bu yazı anonime dönsün ve merak edenlere iyi bir referans olsun.  

Diğer deneyim paylaşımları: 

Yukarıdaki nottan sonra gelen ilk deneyim paylaşımı Sevgili Hasan Aytekin aracılığı ile Barış Özcan videosu ile geldi. izleyin derim. 

******************

Bunları da okuyabilirsiniz; 

Google Glass pazarlamada etkili olacak mı? Campaign, Nisan sayısında Ufuk Tarhan yanıt verdi...
Ufuk Tarhan´ın daha önceki Google Glass yazısı
Google Glass ile göz kırparak fotoğraf çekmek artık mümkün
Doktorlar ameliyatlarda Google Glass kullanmaya başladı!
Google Glass Beyaz Show'da-1   Google Glass Beyaz Show'da-2
Blesh, iBeacon, Physical Web Beacon ve IoT - Internet of Things - Şeylerin ya da Nesnelerin Interneti hakkında bilmek istedikleriniz... 
 IoT: Internet of Thing (Şeylerin Interneti)

******************

Daha iyi bir gelecek için hizmetlerimiz hakkında bilgilenmek, 
Seminer-Workshop-Moderasyon-İçerik-Etkinlik Kurgusu vb. talepleri için görüşmek, 
Özel-özgün çalışmalarla işinize, hayatınıza dair iyileştirmeler yapmak üzere
 Antrenörlük almak 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;

Başvuru ve sorularınız için lütfen > burayı tıklayınız

Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)

Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  Twitter ve Facebook dan takip edebilirsiniz.